İktisatçı Bayram Başaran’dan kritik uyarı: En Kötüsü Başlamadı! Hem Döviz Hem TL Krizi…

Gazeteci-Yazar Ömer Can Talu’nun Cumhuriyet TV’de sunduğu ekonomi programına konuk olan İktisatçı Bayram Başaran, Türkiye ekonomisine ilişkin ezber bozan ve endişe verici uyarılarda bulundu. Türkiye’nin son 8 yıldır içinde bulunduğu durumun sıradan bir ekonomik kriz olmadığını savunan Başaran, “Bilinçli ve kontrollü bir fakirleştirme politikası uygulanıyor. En kötüsü daha başlamadı, sonbaharın sonundan itibaren hem döviz hem de TL krizini aynı anda yaşayacağız” dedi.

“BU BİR KRİZ DEĞİL, KONTROLLÜ FAKİRLEŞTİRME PROJESİ”

Bayram Başaran, Merkez Bankası’nın faiz indiriminin piyasada hiçbir anlam ifade etmeyeceğini belirterek, “Türkiye, faiz veya kur kararlarıyla ekonomiyi toparlama eşiğini çoktan geçti” ifadelerini kullandı. Krizin 8 yıldır çözülmemesinin ardında bilinçli bir strateji olduğunu iddia eden Başaran, şunları söyledi:

“Dünyanın hiçbir yerinde 8 sene süren bir kriz olmaz. Bu durumun adı bilinçli ve kontrollü fakirleştirmedir. Amaç, halkı yardıma muhtaç bırakarak itaate zorlamaktır.”

Başaran, bu iddiasını desteklemek için bankalardaki mevduat rakamlarına dikkat çekerek, toplam varlıkların %78.8’inin nüfusun sadece %1.1’lik bir kesiminin elinde toplandığını belirtti.

“KASIMDAN SONRA ÇOCUĞUNUZU OKULA GÖNDEREMEYEBİLİRSİNİZ”

Ekonomide en zorlu dönemin henüz başlamadığının altını çizen Başaran, özellikle 2025’in son çeyreği için alarm verdi. “Eylül ve Ekim aylarında canımız çok yanacak ama asıl tehlike Kasım’dan sonra başlayacak” diyen Başaran, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kamu harcamaları kısılmadığı sürece bu sarmaldan çıkış yok. Kurla ve faizle oynuyorsun, olmuyor. Ekonomiyi daraltıyorsun, kredi vermeyeceğim diyorsun. Bu da vergi gelirlerini düşürecek ve bütçe açığını patlatacak. O noktadan sonra hem TL hem de döviz krizi aynı anda patlak verir. O zaman birçok insan evine ekmek götüremez, çocuğunun okul taksitini ödeyemez, ulaşım aracını kullanamaz duruma gelebilir.”

“VATANDAŞA ‘TL’YE GÜVEN’ DEYİP KENDİLERİ DOLARLA BORÇLANIYOR”

Ekonomi yönetiminin politikalarındaki çelişkilere dikkat çeken Başaran, hükümetin bir yandan vatandaşı TL’ye teşvik ederken diğer yandan devletin borçlanma stratejisini dolar üzerine kurmasını eleştirdi. “Dolar, dünyada rezerv para olma özelliğini yitirirken ve global kullanımı düşerken, Türkiye’nin hala dolarla borçlanmasını anlamıyorum” diyen Başaran, şu ifadeleri kullandı:

“Toplam borçların %54’ü dövizle. Vatandaşa ‘TL ile borçlan’ diyorsun ama sen devlet olarak dövizle borçlanmaya devam ediyorsun. Bu nasıl bir güvensizliktir? Neden en büyük ticareti yaptığın Avrupa’nın parası Euro veya Çin’in parası Yuan ile borçlanıyorsun da kendini dolara mahkûm ediyorsun? Bu durum, Türkiye’yi gereksiz kur risklerine maruz bırakıyor ve ülkeye milyarlarca liralık ek maliyet getiriyor.”

Başaran, programın sonunda “Aç bırakırsanız insan itaat eder, cahil bırakırsanız biat eder. Maalesef şu an yapılan budur” diyerek sözlerini noktaladı.

Related Posts

İşçi canını ortaya koydu iktidar bir zam yapamadı

Kamu sektöründe çalışan yaklaşık 600 bin işçiyi ilgilendiren Toplu İş Sözleşmeleri görüşmelerinde zam oranı halen netleşmedi. Alın teri döken, hayatını ortaya koyan işçi emeğinin uzun süredir emeğinin karşılığını bekliyor. Zam görüşmelerinden haber …

Euro’nun patronu kararını verdi: Avrupa’da 8 ay sonra bir ilk

Avrupa Merkez Bankası (ECB), bir yıllık politika gevşetme politikasının ardından, Avrupa’nın ABD ile gelecekteki ticari ilişkilerinin netleşmesini beklemek için ara vererek, beklendiği gibi ana faiz oranını yüzde 2’de sabit bıraktı. Buna göre faiz indirimlerine 8 ay sonra ara vermiş oldu.

Euro Bölgesi’nde şirketlerin kredi talebi artıyor

Euro Bölgesi’nde, kurumsal kredilere yönelik talep, düşen faiz oranlarının ardından toparlandı.

Vodafone Business ile Hızlı Servis Markalarına Dijital Dönüşüm

Vodafone Business, PizzaLazza ve Saloon Burger’in dijitalleşme süreçlerine katkı sağladı.

Tekstil sektöründe alarm: 6 ayda 300 şirket konkordato ilan etti

İTHİB Başkanı Ahmet Öksüz, yılın ilk yarısında 300’e yakın tekstil ve hazır giyim firmasının konkordato ilan ettiğini belirterek, bu sürecin tedarik zincirinde domino etkisi yarattığını vurguladı. Öksüz, konkordatonun yalnızca banka ve kamu borçlarını kapsaması, piyasa borçlarının ise korunması gerektiğini söyledi.

Yerel kalkınma hamlesi çağrısı üzerine

Yatırım ortamında öngörülebilirlik ve esneklik sağlanması amacıyla başvuruların yıl boyunca sürekli olarak alınabildiği bir sistem tasarlanmalıdır. Bu sayede yatırımcılar, programın sabit takvimine bağlı kalmaksızın, kendi iş planlamaları doğrultusunda başvuru yapma imkânına kavuşur