Ertuğrul Özkök: Erdoğan “PKK’ya silah bıraktırma” masasına hangi dört yazarı ekledi?

Geçen hafta bundan tam 20 yıl önce çekilen bir fotoğrafı yayınlamıştım.

2005 yılının 10 Ağustos günü çekilen bir fotoğraftı bu…

Bugün “Eski Türkiye” denilen bu ülkede ilginç bir sohbet toplantısı sırasında çekilmişti.

Hatırlayın, masanın bir başında dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan oturuyordu…

Toplantıya katılanlar arasında yazar Adalet Ağaoğlu, Gencay Gürsoy, Ahmet Hakan, Nuray Mert, Ali Bayramoğlu, Oral Çalışlar, Mustafa Karaalioğlu gibi yazar ve gazeteciler vardı…

Aynı masanın öteki ucunda ise bugün 7 yıldır hapiste yatırılan Osman Kavala’yı görüyorduk.  


Osman Kavala, Mustafa Karaalioğlu, Yılmaz Ensaroğlu,Oral Çalışlar, Ahmet Hakan, Ali Bayramoğlu, Adalet Ağaoğlu, Gencay Gürsoy ve Recep Tayyip Erdoğan

‘Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun ilk günü bu fotoğrafı niye hatırladım?

Bu toplantı unutulup gitmişti…

Fotoğrafta arşivlerde unutulmuştu.

Ancak, PKK’nın silah bırakma kararından sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kurulan ‘Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun komisyonunun çalışmalarına başladığı gün bu fotoğraf aklıma gelmişti.

Niye derseniz?

Çünkü şu yaşadığımız bu fotoğraftan herkes için çıkarılacak çok ders vardı.

Ama önce bu fotoğrafla ilgili, yazı yayınlandıktan sonra öğrendiğim bazı bilgileri aktarayım.

Bu toplantının hikayesi şöyleydi.

Bundan 20 yıl önce 150 aydın, sanatçı, yazar, bir bildiri yayınladı.

Bu bildiri ile PKK’yı silah bırakmaya, devleti de Kürt sorunun çözmek için adımlar atmaya davet ettiler.

Türk devleti ezelden beri aydınlardan, sanatçılardan, yazarlardan gelen böyle bildirilere pek sempatik bakmaz.

Hatta zaman zaman, sırtlarına “terörist damgası” vurup hapse de atar böyle bildiri yazanları.

“Muhtar bile olamaz” denilen siyasetçinin şaşırtan randevusu

Ama artık Türkiye’nin başında AB ile tam üyelik müzakerelerini başlatmış bir AKP ve başbakan vardı.

“Muhtar bile olamaz” denilen siyasetçi, başbakan olmuş ve “Millî görüş gömleğimi çıkardım” diyerek herkesi şaşırtmaya başlamıştı.

Nitekim o gün, Türk devletinin klasik refleksini tersine çevirmiş ve bildiri yayınlayan aydınların temsilcilerinin görüşme isteğini kabul ederek başbakanlığa davet etmiştir.

Bu bile Türkiye’de bir şeylerin değişmeye başladığının işaretidir.

O gün 8 kişilik gruba Başbakan Erdoğan’ın eklediği dört isim

Geliyorum bu toplantı ile ilgili öğrendiğim yeni şeye…

İmzacı aydınlar aralarında 8 kişilik bir gurup oluştururlar.

Ancak başbakanlığa geldiklerinde onları bir sürpriz beklemektedir.

Görüşecek heyete 4 isim eklenmiştir.

Başbakan Erdoğan’ın görüşme heyetine kendi eklediği 4 isim şunlardır:

“Ahmet Hakan, Oral Çalışlar, Ali Bayramoğlu ve Adalet Ağaoğlu…”

Bunlardan üçü o gün için şaşırtıcı değil.

Çünkü o günlerde Başbakan Erdoğan ve partisinin attığı adımları destekleyen gazetecilerdir.

Ancak Adalet Ağaoğlu’nu eklemesi bana ilginç göründü.

Toplantıya off the record kararına kim koydurdu?

Orijinal 8 kişilik ilk grup toplantıya gitmeden önce bunun “off the record olmasını” istemeyi düşünürler.

Çünkü düşüncelerini rahatça söylemek istemektedirler.

Ancak Erdoğan’ın eklediği 4 kişiden bazıları yazılmasından yanadır.

Bu arada ilk gruptan Nuray Mert, Erdoğan’a “Sayın Başbakan biz söyleyince dinlemiyorlar, burada siz söyleyin de yazmasınlar” der.

Toplantıdan sadece Erdoğan’ın şakası sızdı

Nitekim geçmişe yönelik küçük bir arama yaptım ama neler konuşulduğuna dair fazla bir şey bulamadım.

Konuşulanlarla ilgili bulabildiğim tek şey Başbakan Erdoğan’ın yaptığı şakaydı.

Adalet Ağaoğlu, “Memleket İsterim” şiirini Diyarbakır’da okumasını isteyince Başbakan da şu cevabı vermişti:

“Okurum tabii nasılsa şiir okudum diye beni ikinci defa hapse atmazlar…”

O toplantıya katılanlara, “AKP’ye sattınız” eleştirisi

O gün Başbakanla bir araya gelen bu 8 kişiye ağır eleştiriler yapıldı.

Mesela “Gerçek Hayat” dergisinde “AKP’ye satıldılar” diye ağır bir yazı yayınlandı.

O dergide çalışanlardan biri de bugün iktidarın en büyük destekçilerinden biri olan Halime Kökce idi mesela.

O günlerde Saadet Partisi’nde olan Mehmet Bekaroğlu, daha toplantı devam ederken bir basın toplantısı düzenleyip, o masanın etrafındakileri topa tutmuştu.

O gün böyle zor bir işe girmişti insanlar.

Umut veren bir masaydı o…

Bugün o kareden Erdoğan’ı destekleyen tek kişi kaldı

Ya sonra ne oldu?

Orada bulunan insanların hemen hepsi o günlerde AKP Hükümetinin attığı adımları destekliyordu.

Hatta bazılarının desteği 2010’yılındaki referanduma “Yetmez ama Evet” diyerek destek vermelerine kadar gitti.

Bence Türkiye’nin, siyasetinin, özgürlüklerinin, demokrasisinin ve en önemlisi adaletin bugün içine düştüğü durumun ilk hazin adımı o referandumda atılmıştı.

Bugün o fotoğrafı alın, yakından bir daha bakın.

O 8 kişiden bir teki, Ahmet Hakan hariç, artık Erdoğan’ı destekleyen kalmadı.

O gün listeye kendi eliyle eklediği 4 kişiden sadece biri kaldı yanında.

Adalet Hanım öldü.

Ali Bayramoğlu, çekildiği köşesinde yazdığı yazılarla artık bu iktidara açıktan eleştirel bakıyor.

Oral Çalışlar ise günlük siyasetin tarafı olmadan, iktidara karşı olmamakla birlikte, gelinen noktada kendini pek de rahat hissetmediği bir kulvarda yürüyor.

Buna karşılık o gün dışardan bu masayı topa tutanlardan bazıları bugün iktidara destek veren medyada çalışıyor.

Bu aydın desteğini kaybetmek AKP’nin çöküş sürecini başlattı

Bence Erdoğan’ın bu aydın desteğini kaybetmesi, kendisi ve AKP açısından geriye gidişin başlangıcıydı.

Ama o aydınların çoğunun siyasi karar ve entelektüel tartışmadaki gücünü kaybetmesi, Türkiye açısından da büyük bir zihni çöküşün başlangıcı oldu.

AKP tamamen popülizmin batağına gömüldü ve hızla otoriter rejime doğru sürüklendi.

“Memleket isterim” şiirini 20 yıl önce keşfeden Türkiye niye 20 yıl kaybetti?

O fotoğraftan bize kalan bir ders daha var.

Türkiye daha 20 yıl önce PKK’ya silah bıraktıracak yapıcı bir tartışmayı başlatmış.

Üstelik büyük bir aydın desteği almış.

Hatta Devlet Bahçeli’nin Öcalan’a gönderdiği Cahit Sıtkı Tarancı’nın “Memleket İsterim” şiirini bile ilk adresine, yani Başbakan’a göndermiş.

Üstelik bu şiiri ona o gün bir MHP’li değil, 12 Mart askeri rejimini eleştiren romanına “İntihar etmeyeceksek içelim bari” cümlesiyle başlayan sol eğilimli bir yazar vermiş.

O şiir Diyarbakır’da kürsüden bizzat Başbakan tarafından okunmuş.

O zaman durup sormak gerekmez mi?

Biz altın değerinde kıymetli bu 20 yılımızı niye kaybettik?

Bu 20 yılda iktidarda tek başına aynı parti vardı

Bugün, o ‘Aydınların Bildirisindeki’ talebin neredeyse aynısını fark edip bu açılımı başlatan parti 23 yıldır iktidarda.

Tabi bu gecikmede, aynı dönemde aynı yağmurlarda birlikte yürüdüğü FETÖ’nün payını da unutmamak lazım.

Koskoca bir 20 yıl…

Sadece binlerce çocuğumuzun kaybına, ekonominin kaynaklarının savaşa akmasına neden olmadı…

Yeni Türkiye’nin en hazin fotoğrafı

Neye mal olduğunu anlamak mı istiyorsunuz?

Bir 20 yıl önceki şu masanın etrafındakilere bir bakın…

Bir de 20 yıl sonra bugün, Cumhurbaşkanlığı forsu taşıyan uçakta masanın etrafındaki gazetecilere, yazarlara…

“Yeni Türkiye’nin” en hazin fotoğraflarından biri budur işte…

****

NOT: Lütfen bu yazıdan yanlış bir anlam çıkarmayın, kimsenin yakasına yapışacak kadar şuursuz değilim.

Vatanımı seviyorum ve bugün bizi barışa götürecek adımları ve komisyonun çalışmalarını gönülden destekliyorum.

Sadece, Türkiye gerçek bir demokrasiye, insan haklarına, seçilmiş insanların haklarına, adalete saygıyı sağlayamazsa…

Bu “rejimden”, Meclis’e ve halka hesap veren bir demokratik “sisteme” geçemezse, sadece PKK’nın silah bırakması ile barışı sağlamanın beklenen sonucu vermeyeceğini söylemek istiyorum.

Related Posts

HTŞ yönetimi İsrail’e karşı Rusya’dan yardım istedi: Esad’dan sonra ilk defa görüşmüşlerdi

Suriye’de geçici HTŞ yönetiminin Süveyda’daki olayları gerekçe göstererek ülkeye saldırılar gerçekleştiren ve sınır ihlalleri yapan İsrail’e karşı ülkenin güneyinde Rus devriyesi talep ettiği iddia edildi. Rusya medyasında yer alan kaynaklara …

Son dakika deprem mi oldu? Az önce deprem nerede oldu? İstanbul, Ankara, İzmir ve il il AFAD son depremler 13 Ağustos 2025

Son depremler…Son dakika deprem mi oldu? Az önce deprem nerede oldu? İstanbul, Ankara, İzmir ve il il AFAD son depremler.. 13 Ağustos 2025 deprem son dakika haberleri haberin detayında…Artçı deprem mi oldu? Son deprem büyüklüğü ne kadar? Yakınımdaki depremler nelerdir? Anlık deprem mi oldu? Son dakika canlı deprem Türkiye haritası..Kandilli rasathanesi ve deprem araştırma enstitüsü ve AFAD deprem haberleri..İstanbul’da deprem mi oldu? Ankara’da deprem mi oldu? İzmir’de deprem mi oldu? Hangi illerde deprem oldu ve hissedildi? Bugün deprem mi oldu? Deprem ne zaman ve kaç şiddetinde oldu? En son hangi bölgede deprem oldu? Deprem haberleriyle ilgili en çok merak edilenlerin cevabı haberde..

Meteoroloji duyurdu: Marmara bölgesi için kritik uyarı

Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM), Marmara Bölgesi için kuvvetli rüzgar uyarısı yaparak, olası olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunması gerektiğini bildirdi. İşte fırtınanın vuracağı iller…

Şehit Astsubay Ferhat Gedik, şehadetinin 8. yılında anıldı

Trabzon’un Maçka ilçesinde 2017 yılında PKK’lı teröristlerle girilen çatışmada, 15 yaşındaki Eren Bülbül’ü korumaya çalışırken şehit olan Jandarma Kıdemli Başçavuş Ferhat Gedik, şehadetinin 8’inci yılında Hatay’ın İskenderun ilçesindeki mezarı başında anıldı.

Ürdün Kralı Abdullah Suriye Dışişleri Bakanı Şeybani ve ABD’li temsilci Barrack’la görüştü

Ürdün Kralı 2. Abdullah, Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani ve ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ile Amman’da Suriye’nin yeniden inşasına ve geliştirilmesine yönelik meseleleri ele aldı. Ürdün Kralı, Suriye’nin egemenliğinin yanı sıra istikrar ve toprak bütünlüğünün korunmasına desteklerini yineledi.

İran’da ‘Kara Dul’ dehşeti: 11 kocasını öldürdü

İranlı ‘Kara Dul’ lakaplı Kolsum Akbari, 22 yıl boyunca 11 kocasını sistematik şekilde öldürmekle suçlandı. Savcılık, “seri katil” olarak nitelenen kadın için idam talep etti.